ADASO BAŞKANI SÜRENKÖK: "2012 ZOR BİR YIL OLDU"

ADASO BAŞKANI SÜRENKÖK: "2012 ZOR BİR YIL OLDU"

Adana Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök, 2011’de yüzde 8,5 oranındaki rekor büyümenin ardından 2012’nin “Zor Bir Yıl” olduğunu söyledi. Sürenkök, “Ekonomide toparlanmanın 2013 yılının ikinci yarısından itibaren başlamasını, canlanmanın ise 2014 yılında gerçekleşmesini umut ediyoruz” dedi.


ADANA - Adana Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök, 2011’de yüzde 8,5 oranındaki rekor büyümenin ardından 2012’nin “Zor Bir Yıl” olduğunu söyledi. Sürenkök, “Ekonomide toparlanmanın 2013 yılının ikinci yarısından itibaren başlamasını, canlanmanın ise 2014 yılında gerçekleşmesini umut ediyoruz” dedi.
Ekonomide 2012 yılını ve 2013 yılından beklentilerini değerlendiren ADASO Başkanı Sadi Sürenkök, ekonomik krizin etkisiyle AB üyesi ülkeler ve ABD, siyasi istikrarsızlık ve iç karışıklıklar nedeniyle Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarlarında daralma yaşandığını, iç tüketimdeki azalmanın da etkisiyle üretim çarklarının zorlanmaya başladığını bildirdi. Sürenkök, tüm bu olumsuzluklara karşın girişimcilerin ihracat başarısıyla büyümede eksilere düşüşün önlendiğini vurguladı.
Dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin yanısıra, Suriye’ye ihracatın durma noktasına gelmesi üzerine Adana’nın ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalan iller arasında yer aldığını vurgulayan Sürenkök, Adana’nın açıklanan teşvik paketinden yine umduğunu bulamadığını, daha önce aynı veya bir farklı grupta yer alan çevre illeri ile arasındaki grup farkının daha da açıldığını bildirdi. Sürenkök, 2011’de 1,7 milyar dolar olan Adana'nın ihracat rakamının 2012’yi 2 milyar doların altında kapatmasının beklendiğini, 2013 için 2,5 milyar dolar ihracatın hedeflenmesi gerektiğini kaydetti.
Yeni Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu’nda karşılıksız çek ile ilgili hapis cezasını kaldıran uygulamadan dolayı sanayicinin eli-kolunun bağlandığını belirten Sürenkök, şöyle konuştu:
“İmalat sanayinde kapasite kullanım oranının, Kasım 2012’de geçen yıla göre 2,9 puan azalarak yüzde 74 seviyesinde gerçekleşmesi, yıllık enflasyonun yüzde 6.4’e gerilemesi, cari işlemler açığının 2012’nin ilk 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36.7 oranında azalmasına rağmen tasarruf oranının yüzde 13-14’lerde seyretmesi, özel sektör yatırım harcamalarının yüzde 11.1 azalması 2012 yılının dikkat çeken ekonomik verileri arasında yer almıştır.
2011 yılındaki yüzde 8,5 büyümenin ardından, hükümet tarafından 2012 yılı büyüme önce yüzde 4, sonra revize edilerek yüzde 3,2, IMF, Dünya Bankası ve OECD kaynakları tarafından ise yüzde 2,5 büyüme öngörüldü. Bizler de yüzde 3 oranında bir büyüme bekliyorduk. Büyüme hedefindeki hızlı düşüşe paralel olarak piyasada daralma yaşandı. Yıllık 8,5 büyümeden 3’e gelinmesi bir gerileme olarak görülmelidir. Bu gerilemeyi piyasada iş yapan sanayi, ticaret erbabı, bankacılar çok net biçimde gözlemlemektedir. Piyasada büyük bir nakit sıkıntısı ve sıkışıklık bulunmakta, üretilen mallar satılamamaktadır.
Dış pazarlarda yaşanan daralma, 2012 yılında cesur girişimcilerimizin yeni pazar arayışları sonucu Orta Doğu, Çin ve Türki Cumhuriyetlere yönelik yüzde 150'ler, yüzde 170'ler oranında ihracat artışları ile büyük ölçüde atlatılabilmiştir.”
ADASO Başkanı Sadi Sürenkök, Dünya pazarlarındaki gelişmelere bağlı olarak ekonomide toparlanmanın 2013’ün ilk yarısından itibaren başlamasını ve 2014 yılında canlanma olarak gerçekleşmesini umut ettiklerini söyledi.
Sürenkök, 2013 yılına ilişkin görüşlerini şöyle açıkladı:
“Hükümet tarafından 2013 yılı ile ilgili büyüme hedef yüzde 4,1 olarak açıklanmıştır. Bu hedefe ulaşılması için öncelikle iç piyasa canlandırılmalı ve dış pazarlardaki sıkıntılar ortadan kaldırılmalıdır. Önümüzdeki dönemlerde orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi gerekmektedir. Mali disiplini sürdüren maliye politikasıyla üretimi ve dolayısıyla istihdamı artırmak, yurt içi tasarrufları yükseltmek ve cari açıktaki azalmanın devam etmesini sağlamak hayati önem taşımaktadır.”
Türkiye ve Adana olarak, ithal ikameli ürünler üretmeye ve yeni yatırımlar yapmaya, bunları da gerçekleştirirken, mutlaka katma değeri yüksek ürünlere yönelinmesi gerektiğini vurgulayan Sürenkök, enerji, istihdam gibi üretim maliyetlerinin sanayicinin rekabet ettiği ülkeler seviyesine çekilmesinin zorunlu hale geldiğini ifade etti.

Facebookta Paylaş