KANSER TEDAVİSİNDE KALİTE BELGESİ
Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbı Onkoloji Bölümü, Avrupa Medikal Onkoloji Derneği’nden uluslararası ''Kapsamlı ve Destekleyici Kanser Tedavi Merkezi'' sertifikasını ikinci kez alarak, kanser tedavisinde dünyanın sayılı merkezleri arasındaki yerini tescilledi. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Özyılkan, söz konusu belgenin dünyada 120, Türkiye’de ise sadece iki merkeze verildiğini vurguladı.
ADANA – Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbı Onkoloji Bölümü’nün kanser tedavisi hizmetlerinin kalitesi bir kez daha tescillendi. Avrupa Medikal Onkoloji Derneği, merkezi ikinci kez ''Kapsamlı ve Destekleyici Kanser Tedavi Merkezi'' olarak ilan etti ve dünyadaki 120 merkezden biri olarak gösterdi.
3 yılda bir verilen belgeyi ikinci kez alma başarısınıgösteren Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı ve Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi Onkoloji Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Özgür Özyılkan, kansere bağlı ölümlerin, kalp ve damar hastalıklarının ardından dünyada ikinci ölüm nedeni olduğuna dikkat çekti.
Özyılkan, kanser hastalıklarının tedavisinin sadece bir hekimin ya da bir bölümü değil, entegre onkoloji tedavisi anlamında tüm hastanenin işi olduğunu vurguladı.
“KANSER TEDAVİSİNDEKİ SÜREÇ BİR TAKIM OYUNUDUR”
Kanser tedavisini, hastanenin bütün bölümlerinin birbiri ile entegre bir şekilde yer aldığı ‘takım oyunu’na benzeten Özyılkan, şunları kaydetti:
“Biz hastamızı hastanemizin tüm bilim üyeleri ile birlikte değerlendiriyoruz. Onkoloji olarak biz, bu işleri koordine eden bir birim olarak görünüyoruz ama hastanenin tüm birimlerini kullanıyoruz.''
Özyılkan, 2000 yılından bu yana bu hizmeti vermelerine rağmen, bölüm olarak Kışla Yerleşkesi’nde 2006 yılında açıldıklarını ve radyasyon onkolojisinin de katılımıyla daha da güçlendiklerini anlattı.
“DEĞERLENDİRME 13 KRİTER ÜZERİNDE YAPILIYOR”
Genç, dinamik, tecrübeli, güncel bilgiyi zamanında takip eden bir kadroya sahip olduklarını dile getiren Özyılkan, “Bölüm olarak gittikçe büyüdük, hastaların bize olan ilgisi ve güveni arttı'' diye konuştu.
Özyılkan, Avrupa Medikal Onkoloji Derneği’nin verdiği belgeyi ilk kez 2009 yılında aldıklarını, her üç yılda bir de 13 kritere göre yeni bir değerlendirme yapıldığını, bunun sonucunda da belgenin yeniden verilip verilmeyeceği kararına varıldığını anlattı.
“BELGEYİ DİNAMİK EKİBİMİZİN BAŞARISI İLE ALDIK”
Prof. Dr. Özyılkan, “Belgenin süresinin tamamlanmasının ardından yeniden bir değerlendirme yapıldı. 13 kriter üzerinde duruldu. Bu kriterler sadece Tıbbi Onkoloji Bölümü için değil, tüm hastaneyi kapsıyordu. Hastanenin sosyal işleyişinden hastalara ulaşılabilirliğe kadar tüm süreç analiz edildi ve kriterlere uygunluklar değerlendirildi. Bunun sonucunda da merkezimizin belgeye hak kazandığına karar verildi. Bu belgeyi ikinci kez almanın gururunu yaşıyoruz. Dinamik bir ekibin başarısı ile bunu aldık ve bu başarıyı da sürdürmek istiyoruz” dedi.
“KANSER TEDAVİSİNİN TEMELİ EKİP ÇALIŞMASI”
Prof. Dr. Özgür Özyılkan, açıklamasını da şöyle sürdürdü;
“Bu yolda tüm meslektaşlarımız bize yardımcı oldu, ancak bize 24 saat yardımcı olan hemşirelerimizi unutmamalıyız. Onların çok ama çok büyük katkısı var. Kurucu Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal'a da teşekkür ediyorum. Hocamızın bize çizmiş olduğu yolda kat ettiklerimizi ve daha da kat edeceklerimizi hiçbir zaman unutmuyoruz. Bu bir ekip işi. Yani kanser hastasına verilen tedavi hizmetlerinin temeli ekip çalışmasından geçiyor.”
“ZORLU BİR SÜRECİN ARDINDAN BELGEYİ ALDIK”
Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Parlak da, ulusal akreditasyonu almanın çok zor olduğunu ve kendilerinin de çok zorlu bir süreçten geçtiklerini anlattı. Parlak, söz konusu belgeyi almanın da ötesinde bunun devamlılığını sağlayabilmenin önemli bir nokta olduğunu kaydetti. Parlak, belenin sürdürülebilirliği için gerekli tüm özenin gösterildiğini bildirdi.
28.11.2012