‘Meyvecilik sektörünün geleceği çeşit ıslahına bağlı’

‘Meyvecilik sektörünün geleceği çeşit ıslahına bağlı’

‘Meyvecilik sektörünün geleceği çeşit ıslahına bağlı’

 

 

ADANA(GÜNEY HABER) - Günümüzde sağlıklı beslenmenin ön plana çıkmaya başlamasıyla insanların meyve tüketimi de hızla artıyor. İklimsel ve bölgesel faktörler meyve yetiştiriciliğini sınırladığı için, meyvecilik her yerde ekonomik olarak yapılamıyor. Böylece hızla artan talep karşısında, kaliteli ürün her zaman yüksek ekonomik değer kazanıyor. Kalitesiz ürün ise ne kadar çok rekolte elde edilirse edilsin, üreticisine kazandırmıyor. Bütün bu gerçekler, meyvecilikte çeşit ıslahını, hastalıklara dayanıklı, pazarın damak tadına uygun ürünleri öne

çıkarıyor.

 

İÇ PİYASAYA YETMİYOR

Fidan Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Beta Sulama ve Fidancılık Genel Müdürü Gürsel Tanrıver, meyveciliğin, hem iç pazarda hem de dış pazarda oldukça kazançlı olduğunu, şu anda üretilen tonajların ancak Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşıladığını belirtti. Gürsel Tanrıver, “Özellikle erken ve geç turfanda ürünler iç piyasaya bile yetmemektedir.

Ülkemiz entansif meyve bahçeleriyle erken ve geç turfanda meyve yetiştiriciliğinde ön plana çıkmakta ve dünyada söz sahibi olma yolunda ilerlemektedir. Ürettiğimiz meyveler bugün İngiltere, Almanya ve Hollanda gibi Kuzey Avrupa ülkelerine, Rusya, Gürcistan,

Azerbaycan ve Irak’a ihraç edilmektedir” dedi. Tanrıver, eğer üretim politikası doğru yönlendirilirse Türkiye’nin gelecek yıllarda dünya taze meyve pazarının lideri olabilecek potansiyele sahip bir ülke olduğunun altını çizdi.

 

MEYVE ÇEŞİTİ ÇOK HIZLI BÜYÜYOR

Dünya meyveciliğinde lider olan ülkelerin hepsinde meyve çeşit ve anaç ıslahının çok hızlı büyüdüğünü aktaran Tanrıver, bu ülkelerin yeni, kaliteli, hastalık ve zararlılara dayanıklı ve pazar değeri yüksek çeşitlerini ‘Club variety’ olarak gruplandırıp kendi belirledikleri ülkelerde üretimini sınırlı tutarak pazarda rakiplerinin rekabet gücünü kontrol ettiklerini

kaydetti. Tanrıver, bugün çok hissedilmese de bu olayın meyve endüstri açısından gelecekte oldukça riskli bir durum olduğunu belitti. Bugün birçok fidan firmasının meyve endüstrini geliştirmek için, yüksek miktarlarda patent ve royalite ücretleri ödeyerek yurt dışından meyve çeşitlerini getirip Türkiye’de tescil ettirdiklerini, fakat pazarda çoğu zaman bu çeşitlerin getirildiği ülkelerle rekabet edemediklerini söyleyen Tanrıver, “Çünkü onlar daha yeni, pazarda kabul gören ve bize vermedikleri çeşitlerle karşımıza çıkıyorlar” dedi.

 

ISLAH DESTEKLENMELİ

Meyvecilikte en önemli konunun; kendi çeşitlerimizin üretilmesi olduğu söyleyen Gürsel Tanrıver, ıslahın öne çıkmasının ve desteklenmesi gerektiğini, ancak bu şekilde kendi markalarımızın çıkarılabileceğinin altını çizdi. Fidan Üreticileri Birliği Yönetim

Kurulu Üyesi Tanrıver, ithal edilen çeşitlerle ilgili ciddi miktarda royalite ödendiğini, bu nedenle kendi çeşitlerimizin zenginleşmesinin şart olduğunu da aktarırken, “Fidan Üreticileri Birliği üyeleri olarak Bakanlığımızın da desteğiyle dünya ölçeğinde kaliteli fidanlar yetiştirmeye çalışıyoruz. Bakanlıktan sertifikasyon sisteminin kurulmasında en önemli adımlardan biri olan çeşit ve anaç damızlık parsellerin FÜAB (Fidan Üreticileri Alt Birliği) çatısı altında kurulması ile ilgili destek alıyoruz ve meyve fidancılığımızın geleceği ile ilgili çok ciddi bir sorun olan sertifikalı, sağlıklı ve ismine doğru aşı kalemi üretimi

için ön hazırlıklara başladık. Bu amaçla FÜAB çatısı altında kurulacak damızlık parsellerde pazar değeri yüksek ve talep edilen çeşitlerin sertifikalı aşı kalemleri üretilecektir” diye konuştu.

 

KARLI VE PAZARI BÜYÜK İŞ

Meyveciliğin, hem karlı hem de yurtdışı pazarının oldukça fazla olduğu bir sektör olduğunu da dile getiren Tanrıver, Türkiye’de özellikle sert çekirdekli meyve grubunda üretimimizin ancak iç piyasanın ihtiyacını karşıladığını, Pazarın büyük olduğunu ancak hem üretim,

hem de ihracatın az olduğunu söyledi. Bu nedenle sofralık meyve pazarı yatırım yapılacak en iyi sektörlerin başında geldiğini söyleyen Tanrıver, “Tarım sektörü içerisinde, meyvecilik hem çok iyi bir yatırım aracıdır, hem de profesyonel bir kazanımdır” dedi.

Türk meyve endüstrisinin geleceği için meyve çeşit ıslahını hızla gelişmesi gerektiğini aktaran Gürsel Tanrıver, “Eğer bunu başaramazsak rakiplerimizin yüksek ücretlerle bizlere sattığı pazarda kıymet kaybetmeye başlamış çeşitleri üreterek onlarla rekabet etmemiz imkansız hale gelecektir. Ülkemizde meyve ıslahı alanında yeni çeşitler geliştirerek, bir ilki gerçekleştiren Beta Fidancılık tescil denemelerini sürdürdüğü 18 yeni çeşidini önümüzdeki yıllarda üreticilerimize sunacaktır. Meyve ıslah çalışmalarını 20 yılı aşkın bir süredir deneyimli bir ekip çalışması ile sürdüren Beta Fidancılık, klasik ve moleküler ıslah tekniklerini kullanarak yeni çeşitler geliştirerek Ülkesel meyve ıslah politikamızın oluşmasında öncülük etmektedir” diye konuştu.

 

DOĞRU HASAT VE PAKETLENME ÖNEMLİ

Tanrıver, meyve bahçesinin kurulacağı bölgede pazar değeri yüksek olacak tür ve çeşidi seçmenin çok önemli olduğunu belirtirken,“Genelde üreticilerimiz bu konuda büyük hatalar yapabiliyorlar. Çeşit seçimi kadar önemli diğer bir konuda anaç seçimidir. Anaç seçimi yapılırken; toprak koşulları, iklimsel koşullar ve kullanacağınız terbiye şekli dikkate alınmalıdır. Budama meyvecilikte başarının temel faktörüdür. Ancak yapılan en büyük hatalardan birisi Budamanın, sert ve yumuşak çekirdekli meyveleri fizyolojik açıdan tanımayan, eğitimsiz ve bilinçsiz kişilere emanet edilmesidir. Doğru hasat ve paketleme ürünün maksimum değerde pazarlanmasında oldukça önemlidir” dedi.

Birlikler kurularak ortak paketleme evlerinin kurulmasının pazarda daha kuvvetli olmayı sağlayacağını aktaran Tanrıver, üreticilerin genel olarak bireysel paketleme ve pazarlama yapmayı tercih ettiklerini, ancak bireysel çabalarla pazarda sağlam bir yer edinmenin imkansız olduğunu kaydetti.

 

 

 

 

 

Facebookta Paylaş