''SANATA HAK ETTİĞİ DEĞER VERİLMİYOR''

''SANATA HAK ETTİĞİ DEĞER VERİLMİYOR''

Aralarında Ece Uslu ve Payidar Tüfekçioğlu gibi ünlü isimlerin bulunduğu Tiyatro Ak’la Kara oyuncuları, Özel Akdeniz Okulları’nda düzenlenen söyleşiye katıldı. Burada konuşan tiyatro ve sinema sanatçısı Ece Uslu, Türkiye’de sanata hak ettiği değerin verilmediğini söyledi. Tiyatro ve sinema sanatçısı Payidar Tüfekçioğlu da, “Tiyatroya gerçekten inanmak gerek. Bunun yanında tiyatroyu gerçekten tiyatro yapmak için mi, yoksa herhangi bir dizi ya da filmde rol almak için bir ‘sıçrama tahtası’ olarak mı görüldüğüne karar verilmeli” dedi

 

 

 

Tiyatro ve sinema sanatçısı Ece Uslu, Türkiye’de sanata hak ettiği değerin verilmediğini söyledi. Uslu, ‘turne’ kapsamında bugüne kadar gittikleri kimi kentlerde oyunları sahneledikleri salonların hijyenden uzak olduğu şikayetinde bulundu.

Tom, Dick ve Hary’ adlı tiyatro oyununu sahnelemek üzere Adana’ya gelen ve aralarında Ece Uslu ve Payidar Tüfekçioğlu gibi ünlülerin de bulunduğu Tiyatro Ak’la Kara oyuncuları, Özel Akdeniz Okulları'nı ziyaret etti. Burada öğrenciler tarafından kapıda büyük bir coşku içinde karşılanan oyuncular, daha sonra okulun konferans salonunda düzenlenen söyleşiye katılarak, merak edilen sorulara yanıt vermeye çalıştı. Özel Akdeniz Okulları Yönetim Kurulu Başkanvekili Aycan Aktürk ve Yönetim Kurulu Üyesi Sevinç Gen’in de hazır bulunduğu oturumu Eğitim Direktörü Esat Ergün yönetti.

 

 “ÇOK UTANGAÇ BİR ÇOCUKTUM”

‘Kurtlar Vadisi-Pusu’ dizisinde ‘Demedim mi İbrahim’ karakterini canlandırarak, geniş bir hayran kitlesine ulaşan Payidar Tüfekçioğlu, çok utangaç bir çocuk olmasının yanında toplum karşısında konuşmakta zorlandığını, bu durumun lise yıllarına kadar devam ettiğini anlattı. Lisede öğretmenlerinin yönlendirmesi ile Yaşar Kemal’in; ‘Teneke’ adlı eserinden uyarlanan tiyatro oyununda ‘kaymakam’ rolünü canlandırdığını dile getiren Tüfekçi, bu rolün bir bakıma hayatını değiştirdiği vurguladı.

 

“KENDİ OYUNCULUĞUMU OLUŞTURDUM”

Tüfekçioğlu, “Yine öğretmenimin baskısıyla girdiği konservatuar sınavlarını kazandım. Can Gürzap, Müşfik ve Yıldız Kenter gibi önemli isimlerden eğitim aldım. Onlardan çok önemli şeyler aldı, kendime göre bir sentez yaptım, kendi oyunculuğumu onlara öykünmeden oluşturdum. Bu zamana kadar geldim ve 30 yılı doldurdum. 2009 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu’ndan emekli oldum ve artık konuk oyuncu olarak bu tür proje ve çalışmalarda yer alıyorum” dedi.

 

“TİYATROYA İNANMAK GEREK”

Tiyatroya yeni başlayacak gençlere tavsiyelerde bulunup, onlara önemli ipuçları da veren Tüfekçioğlu, “Tiyatro, gerçekten tiyatro yapmak için mi yoksa herhangi bir dizi ya da filmde rol almak için bir ‘sıçrama tahtası’ olarak mı görülüyor? Öncelikle buna karar vermek lazım. Her şeyden de önemlisi tiyatroya gerçekten inanmak gerek. Bunun da ötesinde oyuncunun ‘Ben tiyatro oyuncusu olacağım’ diyebilmeli ve buna inanmalı” ifadesini kullandı.

 

“ÖNCELİKLE BEN OYUNA İNANMALIYIM”

Tüfekçioğlu, konuşmasını da şöyle sürdürdü; “Tiyatro benim için çok kutsal ve çok yüksek bir yerde. Hala tiyatrodan bir şeyler öğreniyorum, öğrenme süreci aynı hayat gibi hiçbir zaman bitmez. Benim için seçtiğim oyunun komedi, dram ya da trajikomik olması gerekmiyor. Öncelikle benim o oyuna inanmam lazım ki, ben de inandığımı seyirciye aktarayım. Eğer ben inanmazsam, o zaman seyirciyi de bir şey aktaramam.”

 

“TİYATRO İLE SÜREKLİ BİR ŞEYLER ÖĞRENİYORSUNUZ”

16 yaşında tiyatroya başladığını ve ilk eğitmenin de Ferhan Şensoy olduğunu dile getiren Ece Uslu da, “Oyunculuk çok güzel bir şey. Gerçekten gönül vermek gerekiyor. Nasıl ki, hayatta her gün yeni bir şeyler öğreniyorsak tiyatroda da sürekli bir şeyler öğreniyorsunuz. Yani öğrenmenin sonu yok. Tiyatroda eğitim önemli ama insan yine de kendini geliştirebilir. Sadece tiyatro değil, heykel, resim ve müzik gibi sanatın farklı alanlarda da bu gelişimini gösterebilir” diye konuştu.

 

“TÜRKİYE’DE SANATA HAK ETTİĞİ DEĞER VERİLMİYOR”

Türkiye’de tiyatro ve sanata olan ilgiyi de değerlendiren Uslu, bugün gelinen noktada sanatın hak ettiği değeri göremediği gibi istenilen noktada da olmadığı yorumunda bulundu. Uslu, “Turne kapsamında gittiğimiz kentlerde bunu çok daha iyi görebiliyoruz. ‘Temizlik imandan gelir’ derler ama ne yazık ki, oyun sahnelediğimiz salonlarda hijyenden çok uzak. Bu durum bizi oldukça üzüyor” dedi.

 

“KÜLTÜRÜMÜZE SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ”

Tiyatro Ak’la Kara’nın kurucularından biri olan Savaş Özdurak, Özel Akdeniz Okulları’nın girişinde yer alan flamalar üzerindeki; ‘Sevgi, ilgi ve güven’ ifadelerini hatırlatarak, konuşmasını da şöyle sürdürdü; “Birbirimizi çok sevdiğimiz ve kardeş gibi olduğumuz bir adadayız ama her şeyden de önemlisi bizi bir arada tutan şey güven. Sizde güveneceğiniz insanları iyi seçin ve mutlaka birine güvenin. Bir ülkeyi yok etmek onun kültürünü yok etmekle mümkün. Siz gençler olarak buna izin vermeyin ve kültürünüze sahip çıkın.”

 

“SANATSEVER BİR GENÇLİĞİN YETİŞMESİ ÖNEMLİ”

Tiyatro Ak’la Kara’nın bir diğer kurucusu Kerem Kobanbay da, Türkiye’nin en önemli ihtiyaçlarından birinin de; sanatsever bir kültüre sahip gençliğin yetişmesi olduğu yorumunda bulundu. Kobanbay, “Sanata sırt çevirmemesi, her zaman ayağına gelmesini beklemeden sanatı nerdeyse bulup, ona ilgi gösterip, destek vermesi. Kendi dünya görüşünü, oradan aldığı bir takım ufacık bilgi ve etkilerle geliştirmesi. Kendinize yapacağınız en iyi yatırım sanatın peşinden koşup, sanata ilgi gösterip ondan zevk almaya çalışmak olmalı. Bütün hayatınızda size getireceği başarının en temel öğelerinden biridir” diye konuştu.

 

“SANATIN VE SANATÇININ YANINDAYIZ”

Tiyatro Ak’la Kara oyuncularına katkı ve destekleri nedeniyle teşekkür eden Özel Akdeniz Okulları Yönetim Kurulu Başkanvekili Aycan Aktürk de, bir eğitim kurumu olarak her zaman sanatın ve sanatçının yanında olduklarını söyledi. Aktürk, bu tür kültürel ve sosyal etkinliklerle yarının güvencesi olan çocuk ve gençlere sanat sevgisi aşılayarak, bir bakıma onların ‘sanatçı kimliği’ni de ortaya çıkarmaya çalıştıklarını da sözlerine ekledi.

 

 

Facebookta Paylaş